Instagram Bağımlılığı: Maslow'un İhtiyaçlar Piramidi ve Dijital Tatmin"
Instagram'ın son 14 yılda insanlar arasındaki iletişimi oldukça değiştirdiği dikkat çekmekte. Peki giderek bir alışkanlık hatta bağımlılık halini alan ve insanlar arasındaki iletişim şeklini değiştirmekte olan Instagram kullanımının bu derecede artmasının sebepleri neler olabilir?
BLOG
Diren Zorlu
3/10/20253 min read
Yaklaşık 14 yıldır hayatımızda olan Instagram, günümüzde oldukça yaygın bir kullanıma sahip. Günümüze kadar çeşitli güncellemelerle gelen Instagram bulunduğumuz noktada gönderi ve hikaye paylaşmanın yanı sıra Instagram kullanıcıların diğer kullanıcılarla mesajlaşmak, beğenilen reels veya fotoğrafları mesaj yoluyla diğer kullanıcılar ile paylaşmak, gönderilere yorum yapmak, etiketlemek, paylaşılan hikayelere yanıt vermek gibi birçok özelliği içinde barındırmakta. Öte yandan Instagram'ın son 14 yılda insanlar arasındaki iletişimi oldukça değiştirdiği dikkat çekmekte. Peki giderek bir alışkanlık hatta bağımlılık halini alan ve insanlar arasındaki iletişim şeklini değiştirmekte olan Instagram kullanımının bu derecede artmasının sebepleri neler olabilir?
Aslında Instagram'ın günümüzde bize sunduğu özellikleri iletişim kurmanın yeni bir yolu olarak değerlendirmek mümkün. Duygu, düşünce, bilgilerin çeşitli yollarla kişiler arasında paylaşılması anlamına gelen iletişimse insan ilişkilerinde önemli bir yere sahip. Her insan başkalarıyla iletişim kurmaya, sevilmeye, saygı görmeye, bir yere ait hissetmeye ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlar insanların beş temel ihtiyacı olduğunu öne süren Psikolog Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde de yer alır. Maslow bu temel ihtiyaçları şu şekilde sıralamaktadır;
1. Fizyolojik İhtiyaçlar
2. Güvenlik İhtiyacı
3. Sevgi/Ait Olma İhtiyacı
4. Saygınlık İhtiyacı
5. Kendini Gerçekleştirme
Instagram'da fotoğraf, video paylaşmanın, yapılan etkinlikleri, işleri göstermenin ve bunun sonucunda diğer kullanıcılardan beğeni, yorum almanın bu paylaşımları oldukça pekiştirdiği söylenebilir. Paylaşımlara gelen yorumlar, beğeniler günlük hayata dair paylaşılan hikayelere verilen cevaplar hepsi sevildiğimizi, onaylandığımızı hatta belli bir kesim tarafından kabul edildiğimizi hissetmemizi, kendimizi bir gruba ait hissetmemizi sağlıyor gibi görünüyor. En azından “bir süreliğine”. Tüm bunlar aslında Maslow’un temel ihtiyaçlar hiyerarşisinin üçüncü basamağı olan sevgi ve ait olma ihtiyacımızı gösteriyor. Sosyal medyanın bu kadar yaygın olmadığı zamanlar bu ihtiyaç daha çok yüz yüze buluşmalarla, arkadaşlık, aile ilişkileriyle karşılanmaya yönelikken günümüzde daha kolay ve daha az enerji harcayarak bu ihtiyacı yüzeysel ve anlık olarak karşılayabileceğimiz Instagram karşımıza çıkıyor. Bu noktada Instagram kullanımının bir alışkanlık halini alması çok şaşırtıcı gelmiyor, bir davranışın hızlı bir şekilde alışkanlık haline gelmesi davranışın ne kadar basit ve ihtiyacımızı ne kadar hızlı karşıladığına bağlı. Instagram kullanımı da iletişim kurmak, sevildiğimizi beğenildiğimizi hissetmek gibi temel ihtiyacımıza denk gelen sevgi ve ait olma ihtiyacına hızlı ancak yüzeysel bir çözüm sunuyor.
Diğer taraftan Instagram, başkaları tarafından saygı duyulmak, özsaygı, özgüven gibi ihtiyaçlarımızın yer aldığı saygınlık ihtiyacımıza da basit yoldan ancak yüzeysel yanıtlar veriyor gibi duruyor. Başarılı olduğumuz alanları rahat bir şekilde Instagram üzerinden diğer insanlara göstermek, takdir almamıza, yaptığımız işin görülmesine olanak tanıyor. Sevgi ve ait olma ihtiyacı gibi saygınlık ihtiyacı da ınstagram üzerinden gelen yorumlar, beğenilerle anlık ve yüzeysel bir şekilde karşılanmış oluyor.
Tüm bunlar anlık bir tatmin veriyor olsa da uzun vadede doyurucu ve sağlıklı bir iletişim getirmiyor. Instagram'ın, eksikliği hissedilen sevgi/ait olma, saygınlık ihtiyaçlarına bir çözüm olarak kullanıldığını fark etmek Instagram kullanma alışkanlığını azaltmanın ilk adımı olabilir. Bir gruba ait hissetmek, sevilmek sayılmak çok anlaşılır, temel ihtiyaçlardır. Ancak bu ihtiyaçları sadece dışarıdan gelen onay veya beğeni ile karşılamak demek bu ihtiyaçları tam olarak doyuramamak anlamına gelir. Kişinin yaptığı işleri bir başkasının takdiri olmadan da sahiplenebilmesi, onaylayabilmesi, kendisini sevebilmesi bu ihtiyaçları doyuracak en önemli unsurdur. Öte yandan tabii ki de yakın arkadaşlık ilişkilerinde, romantik ilişkilerde veya aile ilişkilerinde güvende olunduğunu, görüldüğünü, sayıldığını, sevildiğini hissetmek bu ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir yere sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken bu ihtiyaçları karşılamak için başvurduğumuz yollardır.